Seni sevdim kundağıma düşerken, ellerim çamur, dilimde süt tadı. Dizlerim yay gibi gerildi; koştum ırmaklarının yeşilinde beş yaş yüzümü gördüm coştum. Mektep dediler yolladılar, kitaplarına baktım sıralara dokundum, bana söylenenlere inandım. Tertemiz bir inançla Anadolu haritasını kaderim bildim, sevdim seni ey vatan!
\r\nDerelerindeki taş, yaprağındaki yaş, kucağa düşmüş şehit bir baş, ilk aşk kadar benimdi ilkti. Ellerimle ovalarını, dağlarını okşadım kimsenin bilmediği havaları ciğerlerime doldurdum. Kuzu sesleriyle uyandım sabahın bir vakti, açtım pencereyi odam serçe sesleriyle doldu; gece olunca baykuş uğultusu karanlığı uçtan uca yırtınca koktum, sevdim seni ey vatan.
\r\nElimi, gül bahçelerinde gezdirdim buğday tarlarına dokundum ve bir buğday kırçılı kalbime battı, o gün bu gün yüreğim yaralıdır sana. Bulutlardan uçurtma yaptım, koynumda gezdirdim bulutları. Gövdemde bir Anadolu ırmağı çağıldadı başımda engin dağların uğultusu. Bir kaya kadar sert durdum, yan gözle bakanlara ve bir nefes kadar narin seni sevenlere, sevdim seni ey vatan.
\r\nBüyüdüm şehirlerini gördüm, kırmızı ışıklarında durdum ve ilk kez ürktüm büyüklüğünü görünce. Yolların, köprülerin dağlarına,ovalarına benzemiyordu, yeniden keşfettim seni. Yollarının uğultusu, köprülerin vızıltısı, kalabalıklarının mırıltısı beni şaşırttı. Artık yüzüm değişti aşka benzer bir şeyler yakmaya başladı kalbimin kenarını. Ama neyi sevdiysem senin önüne geçemedi, sevdim seni ey vatan.
\r\nYeri geldi karanlık adamlar seni onlar kadar sevmediğimi söylediler, üzüldüm, ciğerlerim yandı, yine de onları affettim. Gövdem en öndeki burçtur sana, en öndeki mevzidir. Hem yakındın hem de uzaktın hem benimdin hem de hepimizin, sevdim seni ey vatan.
\r\nGece bir battaniye gibi sarınca seni tedirgin oldum, sabah olduğunda gözlerim ışıldadı. Saat sekizde caddelerin işçilerle, öğrencilerle, memurlarla, şoförlerle doldu. Öğle olunca parkların bahçelerin cıvıldadı, akşamları göz gibi parladı apartmanların ışıklı camları, çocuklarını büyüttün sen, sevdim seni ey vatan.